ozge logo light
İletişim
[email protected]
0530 447 69 43
Atatürk Mahallesi 537 Sokak No:4, 35310 Güzelbahçe/İzmir
Sosyal
Image Alt

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Belirsizlik

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Belirsizlik

Yaygın Anksiyete Bozukluğu, “Çoğunlukla herhangi bir tetikleyici durum olmaksızın kronik bir endişe ve gerginlik hali” olarak tanımlanabilir. Endişeyi tetikleyen belirli bir durum değil belirsizlik olduğu için gün içinde endişe duyulan konular değişkenlik gösterir. Sıklıkla sağlık, para, aile ilişkileri, eğitim, sosyal ilişkiler gibi konularda aşırı endişe duymaya ve her an bir felaket olabilir beklentisi ile yaşamaya sebep olur. Çoğu kişi belirsizlikten rahatsızlık duyar. Bu oldukça normal ve insana dair bir deneyimdir. Ancak hissedilen kaygının süresi, şiddeti ve sıklığı arttıkça, belirsizliği tolere edememek hayat kalitesini olumsuz etkileyen bir probleme dönüşür. Araştırmalar özellikle Yaygın Anksiyete Bozukluğu olan kişilerin belirsizlikle baş etmede sorun yaşadıklarını söylüyor (1). 

Belirsizlik ve Endişe Hali

Belirsizlik toleransı düşük kişi, endişelenerek rahatlama sağlamaya çalışır. Belirsizlikten kaçmanın yolunu kaygılandığı konuyu iyice analiz etmekte, uzun uzun konu hakkında düşünmekte yani endişelenmekte bulur. Ancak belirsizlik hayatın bir gerçeği olduğu için ve ondan kaçamadığımız için uzun süreli rahatlama sağlamak imkansızdır. Kişi endişelenerek kendini koruduğunu düşünür çünkü en kötüye hazırlandığına inanır. Endişelenme netlik kazanmanın bir yolu olarak görülür. Üzerine uzun uzun düşünerek belirsiz olanı netleştirmeye çalışır ancak bu yöntem işe yaramaz. Çünkü ne kadar uğraşırsak uğraşalım belirsiz olan belirsiz kalmaya devam eder. Bu yöntem hem işe yaramaz hem de sürekli analiz etme, uzun uzun düşünme hali daha fazla kaygıya yol açar.

Belirsizliğe Toleransın Düştüğünü Gösteren İşaretler

  • Sizin kontrolünüzde olmasa da her olası sorun için çözüm üretmeye çalışıyorsanız.
  • Sizi kaygılandıran durumun gerçekleşme olasılığının çok düşük olduğunu bilmek rahatlamanız için yeterli olmuyorsa.
  • Yüzde yüz işe yarayacak mükemmel çözümlere ihtiyaç duyuyorsanız.
  • Diğer insanlarda güvence arıyorsanız. Sıklıkla “her şey yolunda değil mi?” diye sorma ihtiyacı hissediyorsanız.
  • Karar vermekte zorlanıyor ve karar vermek için diğer insanların fikirlerine ihtiyaç duyuyorsanız.
  • Tıbbi konularda ikinci veya üçüncü bir uzman görüşü almadan rahatlayamıyorsanız.
  • Uzun ve ayrıntılı “yapılacaklar” listeleriniz varsa.
  • Yaptığınız işleri tekrar tekrar kontrol ediyorsanız. Örneğin, iyi olduklarından “emin olmak” için sevdiklerinizi tekrar tekrar arıyor veya mükemmel olduğunu ve yazım hatası olmadığını kontrol etmek için e-postaları birkaç kez yeniden okuyorsanız.
  • Görevleri başkalarına devretmeyi reddediyor, kendiniz yapmazsanız doğru şekilde yapılacağından emin olamayacağınızı düşünüyorsanız.
  • Belirsizliği yönetmek için aşırı hazırlık yapıyorsanız.
  • Belirsizliğin kötü bir şey olduğuna dair yerleşmiş inançlarınız varsa.
  • Belirsiz olan yeni durumlardan sıklıkla kaçınıyorsanız. Yapılması gereken işleri erteliyorsanız.

1. Boswell JF, Thompson-Hollands J, Farchione TJ, Barlw DH. Intolerance of uncertainty: a common factor in the treatment of emotional disorders. J Clin Psychol. 2013;69(6):630-645. doi:10.1002/jclp.21965).