
İzmir Psikolog ile Kaygı Bozukluklarına Profesyonel Yaklaşım
Kaygı Nedir?
Kaygı; korku, endişe ve huzursuzluk ile karakterize edilen doğal bir duygudur. Belirli bir seviyede kaygı yaşamak yaşamın doğal bir parçasıdır. Kaygı, odaklanmayı ve enerji seviyesini arttırarak stresli durumlarla başa çıkmayı kolaylaştırır. Örneğin önemli bir sınavdan önce yaşanan kaygı performası arttırabilir, dikkatin sınav dışındaki uyaranlara kaymasını engeller. Ancak kaygı bozukluğu olan bireylerde, kaygı tepkisi yaşanan durumla orantısızdır. Strese sebep olan durum ortadan kalksa da devam eder; geçici değildir ve günlük yaşamı ciddi ölçüde etkiler.
Kaygı Bozukluğu Nedir?
Kaygı bozuklukları, korku, endişe ve bedensel belirtilere (çarpıntı,terleme, mide bulantısı gibi) sebep olan ve yaşanan durumla orantısız şekilde ortaya çıkan bir grup ruh sağlığı sorunudur. Kaygı ile kaygı bozuklukları arasındaki temel farklar yoğunluk, süre, etkilediği yaşam alanları ve tanı kriterlerinde yatmaktadır.
Normal (sağlıklı) kaygı tehlikeli veya stresli duruma verilen geçici ve uyum sağlamayı kolaylaştıran bir tepkidir. Genellikle kısa sürelidir. Durum sona erdiğinde kaygı da azalır. Kaygı kişiyi rahatsız etse de bunaltıcı seviyede değildir. Kişi kaygısı ile beraber günlük yaşamına devam edebilir. İşlevsellik bozulmaz.
Kaygı bozukluklarında ise yaşanan kaygı sürekli ve yoğundur. Hem psikolojik hem de fiziksel sağlığın olumsuz etkiler. Kimi zaman panik ataklar eşlik edebilir.
Bu farkı açıklamak için sık kullanılan bir metafor vardır: Kaygı, yangın çıktığı anda çalan bir duman alarmı gibidir. Kaygı bozukluğu ise yangın olmadığında bile çalan yanlış alarmdır- sürekli tetikte ve huzursuz hissetmeye neden olur.
Kaç çeşit Anksiyete bozukluğu vardır?
Eğer siz de yaşadığınız kaygı için izmir psikolog arayışındaysanız, yaşadığınız problemin ne olduğunu merak ediyor olabilirsiniz. Aşağıda en sık görülen kaygı bozukluklarını ve tanımlarını bulabilirsiniz.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Yaygın anksiyete bozukluğu, kontrol edilemeyen ve orantısız endişe ile karakterize edilen bir kaygı bozukluğudur. Kaygı, yaşamın birçok yönüne yayılmıştır ve çoğu zaman küçük ya da önemsiz olaylarda bile kronik, aşırı ve mantıksız düzeydedir. En az 6 aydır devam eden bir sürekli kaygılı olma hali vardır.
Kaygı yaratan konular belirli bir durumla sınırlı değildir. Örneğin, sosyal anksiyete bozukluğunda kaygı sosyal ortamlarda yoğunlaşırken, yaygın anksiyete bozukluğunda sağlık, aile ilişkileri, iş, ekonomi gibi birçok farklı alana yönelik sürekli bir endişe hali vardır. Bu kişiler genellikle gelecekte olabilecek olumsuzluklara odaklı bir yaşam sürerler.
Bu bozuklukla birlikte görülebilecek bazı davranış örnekleri şunlardır:
- Olası tehdit belirtileri için çevrelerini sürekli kontrol etme
- Günlük işleri erteleme veya başlanan işleri tamamlamada zorluk yaşama
- Güvende olup olmadığını anlamak için sevdiklerini sık sık arama
- Belirsizlikle başa çıkmakta zorlanma. yaygın anksiyete bozukluğu ve belirsizlik konulu yazıyı inceleyebilirsiniz.
Bu davranışlar, kişinin işlevselliğini düşürürken, aynı zamanda kaygının uzun süre devam etmesine ve giderek yoğunlaşmasına da neden olur.
Agorafobi
Kaygı yaratan ve sıklıkla kaçınılan durumlar alışveriş merkezi veya kalabalık caddeler gibi insanların yoğun olduğu mekanlardır. Agorafobisi olan kişiler panik atak geçirebileceklerinden veya hastalanabileceklerinden korktukları için kaçışın fiziksel olarak zor olabileceği yerlerden uzak dururlar. Sadece dış çevreden değil kendi bedensel hislerinden de endişe duydukları için egzersiz yapmaktan,korku filmi izlemekten veya kafein almaktan kaçınabilirler.
Kaçınma davranışları ilk olarak panik atağın ilk yaşandığı durumdan kaçınma ile başlar. Zamanla bu kaçınma, panik atak yaşanabileceği düşünülen diğer durumlara da yayılır. Böylece kişi giderek daha fazla alandan ve etkinlikten uzaklaşarak, yaşamını ciddi şekilde kısıtlamaya başlar.
Spesifik fobiler
Spesifik fobisi olan bireyler fobik bir uyaranla karşılaştıklarında genellikle panik atağa benzeyen bir korku tepkisi gösterirler. Fobik uyaran; hayvanlar (örneğin köpek, yılan, kuş), doğal olaylar (örneğin fırtına, su, yükseklik), kan veya iğne, ya da belirli durumlar (örneğin tüneller, asansörler, toplu taşıma araçları) olabilir.
Bu bireyler, fobik bir uyaranla karşılaşma olasılığından çok endişe duyarlar ve korktukları durumla karşı karşıya kalmamak için büyük bir çaba gösterirler. Hatta fobik uyaranı temsil eden fotoğraf veya videolar Sbile orantısız bir korku tepkisine yol açabilir.
Sosyal Kaygı Bozukluğu (Sosyal Fobi):
Sosyal fobi (ya da sosyal anksiyete bozukluğu), sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilme, eleştirilme ya da küçük düşürülme korkusuyla ilişkilidir. Bu durum, kişinin utanç verici bir davranışta bulunma ya da olumsuz algılanma endişesi ile sosyal etkileşimlerden kaçınmasına neden olur. Sosyal kaygı ile ilgili olan blog yazısında daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Topluluk önünde konuşma korkusu en yaygın sosyal fobi türüdür. Kişi kaygısının orantısız olduğunu bilse de kaygısını kontrol etmekte zorlanır. Sosyal ortamlardan kaçınma zamanla arttığı için işlevsellik giderek bozulur.
Spesifik fobiler genellikle çocukluk döneminde başlarken, sosyal fobinin başlangıcı ise ergenlik veya genç yetişkinlik gibi daha sonraki bir dönem olabilir. Sosyal fobisi olan bireylerin büyük çoğunluğu aynı zamanda depresif semptomlar da gösterir. İzmir’de stres ve kaygı tedavisi yapan uzmanlar hem sosyal fobiye hem de kaygı ile ilişkili diğer problemleri de göz önünde bulundurarak planlama yaparlar.
Kaygı Bozukluklarının Fiziksel Belirtileri
İzmir’de anksiyete terapisi arayan bireylerin sıkça yaşadığı fiziksel belirtiler:
- Hiperventilasyon: Hızlı nefes alıp verme ve buna bağlı nefes darlığı hissi, göğüste sıkışma veya ağrı
- Taşikardi-kalp çarpıntısı
- Baş dönmesi veya sersemlik hissi
- Bayılacakmış gibi olma ama asla gerçekten bayılmama
- Geçmeyen baş ağrıları
- Konsantre olmada güçlük ve dikkat süresinin azalması
Mide bulantısı, karın ağrısı
- İshal veya kabızlık
- Özellikle boyun, omuz ve çene çevresinde kas gerginliği
- Bedenin belli bölgelerinde titreme veya seğirmeler
- Diş sıkma
- Aniden gelen titreme ya da terleme
Kaygı Bozuklukları Hakkında Doğru Bilinen Yanlışlar
- Kaygı sadece aşırı tepki vermenin sonucudur.
Doğru: Kaygının insanların abarttığı bir sorun olduğuna inanan birçok insan olsa da kaygı bozuklukları ciddi bir ruh sağlığı sorunudur. Kaygı bozuklukları geçici endişe ya da korkudan daha fazlasıdır. Kaygı bozukluğu olan kişiler ayrıca başka ruh sağlığı bozukluklarından (özelikle depresyon) da muzdarip olabilir veya kaygılarıyla başa çıkmak için uyuşturucu veya alkole yönelebilirler. Bu nedenle doğru teşhis ve tedavi için kaygı bozuklukları gerçek bir psikolojik sorun olarak ele alınmalıdır.
- Sadece zayıf insanlar kaygılanır.
Doğru: Kaygı bozuklukları her mizaçtan kişiyi etkileyebilir. Genetik, beyin kimyası, kişilik, mizaç ve yaşam olaylarının hepsi kaygı bozukluklarının gelişimine katkıda bulunabilir.
- Kaygı bozuklukları tedavi gerektirmez.
Doğru: Tedavi edilmeyen kaygı zamanla kötüleşebilir. Psikoterapi ve gerekli durumlarda ilaç tedavisi şarttır. İzmir kaygı yönetimi konusunda farklı yöntemler sunan uzmanlara ev sahipliği yapar.
- İlaç tek etkili tedavidir.
Doğru: Psikolojik destek, yaşam tarzı değişiklikleri ve diğer yardımcı uygulamalar (nefes egzersizi, yoga, egzersiz, kendine yardım kitapları) dahil olmak üzere kaygı için birden fazla etkili müdahale seçeneği vardır. İlaçlar semptomları kontrol etmek için yardımcı olabilir, ancak tek seçenek değildir.
İzmir’de panik atak tedavisi yapan uzmanlar izmir bilişsel davranışçı terapi gibi bilimsel olarak desteklenen yöntemlerle ilaç tedavisinin birleştirilmesinin en iyi sonucu verdiğini belirtir. Bilişsel davranışçı terapi ve anksiyete konulu bu yazıya göz atabilirsiniz. Kısaca kaygı bozukluğuna ne iyi gelir sorusunun cevabı sadece ilaç değildir.
- Kaygı hakkında konuşma onu daha da kontrol edilemez hale getirir.
Doğru: Kaygıyı açıkça konuşmak sosyal destek sağlar. Kişiyi yardım arayışına yönlendirir ve yalnız olmadığını hissettirir.