Depresyon Tedavisi ve Psikoterapi
Psikoterapi acı ve ızdırap verici düşünce ve duyguları, etki güçlerini azaltacak şekilde ele almamıza yardımcı olur. Depresyon tedavisi için psikolojik yardım almaya karar veren kişiler terapiye düşünceleri ve duyguları tarafından engellenmiş, ele geçirilmiş hissi ile gelirler. Çevrelerindeki dünyadan ve ilişkilerinden soyutlanmış olmaları muhtemeldir. Hayatlarının çoğu alanı; sosyal yaşamları, iş hayatları, yakın ilişkileri bu durumdan etkilenmiştir. Enerjilerini hayatlarını daha anlamlı hale getirecek şeyler için kullanma becerileri körelmiştir. Depresyon tedavisinde psikoterapi kişiye ızdıraba yol açan duygu ve düşüncelerden kurtulmalarına yardımcı olacak beceriler kazandırır.
Depresyon tedavisinde kişi için asıl önemli ve anlamlı olanın ne olduğunu yani değerlerinin neler olduğu ortaya çıkarılır. Daha anlamlı ve zengin bir hayat için bu bilgiler bir kılavuz ve motivasyon aracı olarak kullanılır.
Bir şeyleri değiştirmemiz artık mümkün olmadında, kendimizi değiştirmekle yüzleşiriz.
Victor Frankl
Depresyonda Hakim Olan Tema
Depresyonda kayıp teması çok güçlü bir biçimde kendini gösterir. Kişi değer verdiği birinin sevgisini yitirmiştir, maddi kayıplar yaşamıştır, kötü biten bir ilişkinin ardından kendisine olan saygısını kaybetmiştir, umutlarını kaybetmiştir. İçinde bulunulan durum ne olursa olsun ortada büyük bir kayıp hissi vardır. Üstelik bu kaybın gerçek bir kayıp olması bile gerekmez. Kişi zihninin ona anlattıklarına körü körüne inanmış ve gerçek olmayan bir kayıp hissine kapılmış olabilir. Kayıp kişiyi derinden etkiler ve durum başa çıkılamaz bir hal alır. Artık hiçbir seçenek kalmamıştır, sahip olunan her şey yok olup gitmiştir. Depresyon tedavisi bu kayıp temasıyla çalışır.
Kişinin kendisi ile ilgili görüşleri ile olmak istediği kendilik imgesi arasındaki mesafe açıldıkça kişi kendini incinmiş hisseder, derin bir boşluk hissi yaşar, yetersizlik duygusuna kapılır, çaresiz hisseder, düş kırıklığı yaşar. İdealize ettiği, kendilik imgesinden uzaklaştıkça bütün bu olumsuz deneyimlerin şiddeti artar.
Depresyonda karşılaşılan tablo bu şekildedir. Kayıp duygusunun hakim olduğu ve belli bir davranışsal örüntünün görüldüğü bir tablo. Kişinin ilgi duyduğu şeylerin sayısı azalmıştır. Eskiden zevk alarak yaptığı şeyler artık o kadar da zevkli değildir. Düşüncelerin içeriği genellikle olumsuzdur. Kişinin enerjisi azalmıştır, kendini yorgun hisseder. Uyku ve yeme sorunları görülür.
Öte yandan depresyon tablosu herkeste zaman zaman görülebilecek öğeler içerir. Hepimiz kendimizi fazla enerjik hissetmediğimiz, eskiden sevdiğimiz şeyleri yapmak istemediğimiz dönemlerden geçeriz. Olumsuz düşünceler zihnimizde uçuşabilir. Fakat depresif dönemler ve klinik depresyon arasındaki fark; şiddet, sıklık ve süreden kaynaklanır. Klinik depresyonda semptomlar daha şiddetlidir, daha sık kendini gösterirler ve şiddetleri yoğundur. Depresyon tedavisi depresif dönemler dışında klinik depresyonun ortaya çıkmasıyla önem kazanmaktadır.
Depresyondaki kişi bütün bu acı veren duygu ve düşüncelerden dolayı kendini çaresiz hisseder ve hemen bütün bunlardan kurtulmaya çalışır. Bu kurtulmaya çalışma yaşamsal bir kaçışa dönüşür. Kişi kendini eve kapatabilir, görüştüğü kişilerin sayısı azalır, kendine bakım vermede zorlanır. Kişi tim bu acı verici deneyimlerden kurtulmak için onlardan kaçmaya çalıştığında kısa sürede rahatlama hissetse de uzun vadede bir fayda sağlanamaz. Bu durumu bataklıktan kurtulmaya çalışan bir insana benzetebiliriz. Çırpındıkça bataklığın dibine daha da batma olasılığı yüksektir.
Depresyonun yarattığı olumsuz tabloyu değiştirmek için psikoterapi bize bilimsel olarak desteklenmiş, etkili yöntemler sunar.
Depresyon Tedavisinde Ne Amaçlanır
Depresyondaki kişi yaşamak istediği hayata yaklaşmak için gerekli olan davranışları sergilemede maalesef başarılı değildir. Depresyon tedavisinde psikoterapi ile kaçamadığımız duygular, düşünceler ve anılarla etkili bir şekilde başa çıkabilmek için psikolojik beceriler ediniriz. Bu psikolojik beceriler kişinin kendi psikoloğu olmasına yardımcı olur. Terapi sürecinden sonra dahi kişi edindiği psikolojik becerileri kullanarak kendisine daha anlamlı ve zengin bir hayat kurabilir.
Depresyondaki kişinin zihni sürekli olarak geçmiş pişmanlıklarda, kötü anılarda veya gelecek ile ilgili olumsuz senaryolardadır. Geçmiş ve geleceğe giderek zorlu duygu durumlardan kurtulmaya çalışır. Zihinsel bir kontrol mekanizmasıyla yaşadığı durumla mücadele eder. Geçmişe giderek yaşadığı duruma bir anlam bulmaya çalışır. Eğer geçmişi çözebilirse kendini daha iyi hissedeceğini düşünür. Gelecek ile ilgili zihnini meşgul ederek durumun daha da kötüleşmesine engel olmaya çalışır. Fakat kişinin yaşadığı ve üzerinde kontrol sahibi olduğu tek an şimdiki andır. Depresyon tedavisinde psikoterapi ile şimdi ve burada ne olduğunun farkına varmaya ve hem içsel hem de dışarıdaki dünyaya esnek bir şekilde dikkat etme becerileri kazanılması amaçlanır.
Depresyon tedavisinde yaşantısal egzersizler ile seansta öğrenilen beceriler pekiştirilir. Terapi danışanın pasif olduğu bir süreçten ziyade, danışanın da rol aldığı aktif bir süreçtir. Öğrenilen psikolojik beceriler ev ödevleri yardımıyla yaşantısal deneyimlere dönüştürülür.