ozge logo light
İletişim
[email protected]
0530 447 69 43
Kültür Mahallesi 1380 Sokak Alyans Apartmanı B Blok No:4 D:12, 35220 Konak / İzmir
Sosyal
Image Alt

Anksiyete Bozukluğu Tedavisi

Anksiyete bozuklukları (yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, sosyal anksiyete…) sık görülen ve kişilerin yaşam kalitesi üzerinde etkisi olan rahatsızlıklardır.  Anksiyete bozukluklarının tedavisinde bilimsel olarak desteklenmiş en etkili yöntem Bilişsel Davranışçı Terapi’dir. Araştırmalar Bilişsel Davranışçı Terapi’nin tüm anksiyete bozukluklarının tedavisinde en etkili yöntem olduğunu söylemektedir. İlaç tedavisi olmadan sadece Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ile yapılan tedavide, tedavi süreci bittikten sonra anksiyete sorununun tekrar yaşanma olasılığı daha düşüktür.

Sınava girmeden önce yaşanan endişe, iş yerindeki bir sorun sonucunda zorlanma, önemli bir karar verirken herkes zaman zaman stres yaşayabilir. Bu çoğu zaman kaçamadığımız bir durumdur. Bu yaşamsal zorlanmalar sonucunda yaşanan anksiyete eğer  kontrol altına alınabilirse etkileri çok derinden olmaz.  Kişi normal bir şekilde yaşamına devam edebilir. Hatta düşük seviyelerdeki anksiyetenin işlevselliği arttıran bir etkisi de vardır. Örneğin bir karar vermeden önce yaşanan stres, bütün ihtimallerin doğru bir şekilde değerlendirilmesini,  kişinin dikkatini toplamasını, yaşadığı deneyime önem vermesini sağlar. Peki anksiyete ne zaman sorun olmaya başlar? Anksiyete yaşamsal aktivitelerden kaçmaya başlandığında tedavi gerektirir. Fiziksel belirtilerin (terleme, titreme, baş dönmesi, mide bulantısı) eşlik ettiği durumlarda ise tedavi iyi oluş halini arttırmaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Anksiyete Bozukluğu

Anksiyete kişinin yanlış alarm mekanizmasının sürekli açık kalması sonucunda yaşanır. Kişi sürekli bir tehdit alarmı duyar ve bu alarmın çalmasına sebep olan durumu değerlendirmediği, gerçekliğini sorgulamadığı sürece bu alarmı susturamaz. Çünkü kişi duyduğu alarmın gerçekliğini nasıl sorgulayacağını bilmez. Onun için ortada bir tehdit vardır ve kendini korumak için endişelenmekte haklıdır. Gerçekten tehlikede olduğuna yüzde yüz inanır. Örneğin kalp krizi geçirme ile ilgili anksiyetesi olan  bir kişi, ufak bir kalp çarpıntısını gerçek bir kalp krizi sanıp öleceğini düşünür. Hatta ölüm anıyla ilgili görüntüler hızla gözünün önüne gelebilir. Bunun sonucunda kişinin anksiyete seviyesi hızlı bir şekilde artar hatta panik atak yaşayabilir. Yani yanlış alarm mekanizması, ufak bir kalp çarpıntısının, gerçek bir kalp krizi işaretçisi olarak yanlış değerlendirilmesine sebep olur. Kişi bu durumla başa çıkmak için kalbinin hızlı çarpmasına sebep olacak aktivitelerden (merdiven çıkma, hızlı yürüme, spor…) kaçınır.

Anksiyetenin işlevselliği arttırdığını söylemiştik. Fakat anksiyete yaşanan durumun yanlış ya da abartılı algılanması sonucunda ortaya çıkıyorsa yani ortada gerçek bir tehlike yokken alarm çalmaya başlıyorsa işlevsellik artmaz hatta oldukça düşer. Daha çok kişinin anksiyetesini tetikleyecek durumlardan kaçmasına sebep olarak kişinin yaşama katılımını engeller.

Bilişsel Davranışçı Terapi ile anksiyete tedavisinde tedavi planı danışanın o anki ihtiyaçlarına göre yeniden şekillenebilir. Örneğin panik nöbetleri yaşanıyorsa, bu nöbetler kontrol altına alındıktan sonra depresif düşüncelerle çalışılabilir.

Tedavide ne amaçlanır?

Anksiyete tedavisindeki temel amaç yaşanan anksiyete seviyesinin azaltılması ve bireyin yaşama aktif katılımının sağlanmasıdır . Danışanların yanlış alarm mekanizmaları sonucunda nasıl davranışlarrgiledikleri ile ilgili farkındalık kazanmaları amaçlanır. Örneğin küçük bir kalp çarpıntısına karşı kendini korumak için spor yapmaktan vazgeçme davranışının amacı nedir?  Kişiye gerçekten yardımcı olan sağlıklı bir davranış mıdır? Danışan yaşadığı durumu tamamen gerçek bir tehlike olarak değerlendirse bile, bu tehlikenin gerçekliğini ve gerçekleşme olasılığını nasıl sorgulayacağı ile ilgili beceriler öğrenir. Daha sonra davranışını değiştirmesi için danışana farklı beceriler kazandırılır. Aslında amaç alarm mekanizmasının sadece gerçek, olası tehditler karşısında devreye girmesini sağlamaktır.

Alarm mekanizması devredeyken kişiler yaşadıklarına farklı açılarından bakma becerilerini kaybederler. Yaşanan durumu açıklamak için alternatif düşünceler oluşturma tedavinin bir diğer amacıdır.

Tedavinin en önemli amaçlarından biri de kişilerin yaşadıkları durumun ne olduğunu öğreten psiko-eğitimdir. Yaşanan problemin nedenlerini, sonuçlarını ve olası tedavi seçeneklerini bilmek danışanların güvende hissetmelerine yardımcı olur. Yalnız olmadıklarını ve daha bir çok kişinin kendisi ile aynı problemle mücadele ettiğini onlara gösterir. Yalnız olmadığını bilmek danışanın yaşadıklarını anlamlandırmasına yardımcı olur, tedavi motivasyonunu arttırır.

Westra, H., & Stewart, S. (1998). Cognitive behavioural therapy and pharmacotherapy: Complementary or contradictory approaches to the treatment of anxiety? Clin Psychol Rev., 18(3), 307-340. Retrieved from https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pubmed/9564583.